Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Mehmet Ali AYDIN


YEDİ SEKİZ HASAN PAŞA


(Bir bölümü alıntı)

Osmanlı’nın son dönemlerinde bir paşa vardır, Yedi Sekiz HASAN PAŞA..

Bu lakapla bilinmesinin sebebi okuma yazması zayıf olan bu paşanın imzası Arapça 7 ve 8 rakamlarının birleşmesinden oluştuğu için adı böyle kalmış..

Hasan Paşa Alaylı olduğundan okuma yazması zayıftır lakin hitabeti, görgüsü ve nezaketi çok gelişmiştir..Tam bir vatan sever olan Hasan paşayı çekemeyenler başına türlü çorap örerler ve sonunda Hasan Paşa azledilir, her şeyi elinden alınır..

Hasan Paşa tebdili kıyafet ederek Adapazarı civarında bir çiftliğe bahçıvan olarak işe girer ve ailesiyle beraber orada çalışmaya başlar..

Bir zaman sonra çiftliğin sahibi İstanbul’un zenginlerinden olan zât vefat eder, çiftlik genç oğluna kalır..

Hariciye nazırlığında çalışan bu genç diplomat, çiftliğe gelir at bindiği sırada düşer elbiseleri çamur olur, çiftlik kahyası elbiseleri bahçıvanın (Yedi Sekiz Hasan Paşa) hanımına götürür..

Paşanın hanımı elbiseleri bir güzel yıkayıp ateş ütüsüyle de güzelce ütüler bir bohça içinde kızıyla gönderir..

Diplomat bohçayı açar, bakar ki elbiselerin katlanışından, ütüsünden çiftlikte çalışan bu insanların sıradan insanlar olmadığını anlar..

Oradaki saray terbiyesini hemen fark ederek, hülasa tanışıp görüşürler..

Bir zaman sonra diplomat bahçıvanın damadı olur.. Ancak durumun hassasiyetinden dolayı, bir bahçıvanın kızıyla olan bu evliliği gizli tutulur, artık sık sık çiftliğe gelmektedir..

Bir gün çok sıkıntılı bir şekilde İstanbul’dan çiftliğe gelir ve odasına kapanır dışarı çıkmaz.. Hasan Paşa sıkıntılı bir durum olduğunu anlar ve damadının odasına girer bakar ki etrafa saçılmış onlarca kağıt, durumu sorunca da damadı “baba bu devlet işi, sen bu devlet işlerinden anlamazsın bırak da çalışayım” der.

Israrı üzerine derdini anlatır.. Padişah bir görev vermiştir.. Rus Çarı’na öyle bir mektup yazılacak ki Çar, savaşı göze alamayacak..

Paşa bir de ben yazdırayım der ısrarla, damat istemeye istemeye kabul eder ve başlar söylediklerini yazmaya..

Öyle bir üslupla yazdırır ki damadı şaşar kalır.. Oldu baba oldu işte, baba sen kimsin demeden de edemez.

Paşa açık etmez, damadı hemen yola koyulup doğruca padişahın huzuruna çıkar ve heyecanla mektubu okur..

Padişah derki “bunu kim yazdırdı doğru söyle” der, oda durumu anlatır..

Padişah o senin bahçıvan dediğin adam bizim YEDİ SEKİZ HASAN PAŞAMIZ evladım der tekrar göreve davet eder..

Damat geri dönüp durumu babasına anlatır, Birlikte İstanbul’a gelip Padişahın huzuruna çıkıp şartını söyler..

Padişah kabul eder.. Paşanın planına göre üst düzey paşalar ve idareciler padişahın huzurunda toplanırlar..

Padişah plana göre der ki “bugün buraya sizi sadakatinizi ölçmeye çağırdım bana sadık olan şu tabağın içindeki b..ktan bir parmak alıp yiyecek” der..

Ne kadar yağcı, gevşek, yalaka adam varsa padişahın dediğini yaparlar.

Geriye 10 kişi kalır “siz ne beklersiniz, bana karşımı geliyorsunuz hiç mi hatırım itibarım yok sizin yanınızda” diye hiddetlenir..

Ölümü göze alan bu yiğit adamlar der ki “PADİŞAHIM HATIR İÇİN B..K YENMEZ” deyince Hasan Paşa gizlendiği yerden çıkar ve der ki;

“İşte, Padişahım senin ve devletin gerçek sadık adamları bunlar”

Hasan Paşa’nın bu operasyonunun, Osmanlı Devleti’nin ömrünü 40 yıl uzattığı da söylenmektedir...

Kıssadan hisse anlayana...

Allah, bu devleti idare edenlere HATIR İÇİN B..K YEMEYECEK adamlar, yardımcılar nasip etsin.

Ne yazık ki bu dönemde devlet hizmetinde çalışan bir kısım insanların riyakarlıklarını gördükçe, amirlerine nasıl yağ yakar da günü kurtarırım peşinde koşanları tanıdıkça, padişahım sen çok yaşa diyen dalkavukların namuslu ve ahlaklı çalışanlardan fazla adam yerine koyulduğunu gördükçe insan 7-8 Hasan Paşaları arıyor.