Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Tevrat İŞLEYEN


VATAN SEVGİSİ


Devlet, bir kişinin  manevi kişiliğidir. Kuşkusuz en kötü bir devlet, devletsiz yaşamaktan çok daha iyidir. Devleti olmayan ve başka devletlerin esareti altında inleyen milletlerin bugün düştükleri perişan ve sefil durumlar herkesin malumudur.

Dünyada kesin olan bir gerçek var ki, o da imandan sonra gelen vatan sevgisidir. Vatan, her şeyden azizdir. Vatanı olmayanın ırzı, namusu tarumar olur, evi, barkı ve mülkü olmaz. Millet ile vatan, ruh ve beden gibidir. Devletsiz, vatansız bir millet yetim ve öksüz, milletsiz vatan da harabeye dönmüş bir ev gibidir. İnsanın en önde gelen görevlerinden birisi de vatanını sevip sevdirmesi ve ona gereken hizmeti yapmasıdır. Çünkü devlet ve vatan, Rabbimizin bizlere bahşettiği nimetlerin başında gelir.

Şüphesiz vatanı sevmenin, vatana bağlılığın ve vatan sevdasının sayısız sebepleri vardır. O, bizim şefkatli ve sevgili annemiz, bizler onun kıymetini bilen ve ona can feda eden hürmetkar evlatlarıyız. Çünkü; din, ezan, bayrak, can, mal, namus ve evlat vatan ile muhafaza edilir.

Vatana ihanet edenler kesinlikle affedilemez. Zira onlar milletin malının, canının ve namusunun mahvına sebep olmuşlardır. Kendi menfaatlerini vatanın ve milletin menfaatine tercih eden bir kimse, vatan ve milletine ihanet etmiş demektir.

Vatan; sağlam sığınacağımız yerimizdir, hanemizdir, bahçemizdir, tarlamızdır, kışlamızdır, mescidimizdir ve ibadet hanemizdir. Bu dünyanın nimetlerini o hanede kazandığımız gibi, dünya ve ahret saadetimizi de yine orada kazanacağız. Dahası vatan cennetteki köşklerin bir salonudur. Bunun içindir ki, “Vatan sevgisi imandandır.” denilmiştir. Dini kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre Peygamber Efendimiz (s.a.v.) vatanını  ziyadesiyle severdi. Düşmanları kendisini Mekke’den çıkarttıkları gün;

“Ne yapayım? Ben seni çok seviyorum ama düşmanlarım beni senden çıkarttılar.” diyerek vatan sevgisini dile getirmişlerdir. Hatta Allah Resulü’nün yanında  vatandan bahsedildiğinde mübarek gözleri yaşla dolardı.

Topraklarımızın her bir karışı binlerce şehidin kanıyla yoğrulmuştur. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmememiz, tanımamız, altta yatan binlerce kefensiz yatanı düşünmemiz gerekir.  Zira asırlarca cihana medeniyette örmek olan, en yüksek bir mevkie ulaşan, cesur, dirayetli, metanetli ve adaletli bir milletin gençlerini cehalet bataklığından kurtarmak, onları vatanperver, alicenap, edepli, millî ve manevi değerlerine bağlı bir nesil olarak yetiştirmek elzemdir. 

Bu anlamda aslolan; cennet misali vatanımıza, devletimize, milletimize ezanımıza, bayrağımıza, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmak, vatanımızı canımızdan aziz bilmektir.