Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Tevrat İŞLEYEN


UNUTMAYACAĞIZ


Şöyle bir düşünüyorum da, FETÖ’ye darbe talimatı veren darbeci zihniyet,  15 Temmuz öncesi kredi derecelendirme kuruluşlarını harekete geçirerek Türkiye'nin kredi notunu tırpanlamışlardı. 

Geçen yılda  kabinenin açıklanmasının ardından kabinenin eylem planını bile görmeden yine  not düşürmüşlerdi. Şimdi de S400'lerin Türkiye'ye geldiği gün tekrardan  tetiklerini çektiler. Hem de  açıkladıkları rutin takvimlerine hiç uymadan. Bunlardan ne beklenir ki? 

Sanırın bunlar, Türkiye'nin artık darbelere geçit vermeyen bir ülke olduğunu anlayamadılar veya anlamak istemiyorlar. Bunlar üç yıl önce 15 Temmuz'un haftası geçmeden tetiklerini çekmemişler miydi? Bunlardan  kimi kredi notumuzu düşürüp kimi bizi tehdit etmemiş miydi?

Bunlar 15 Temmuz'da karşılaştıkları Türkiye'nin, artık demokraside vazgeçmeyeceğini anlayınca, dolarla, kurla,  notla, algı operasyonlarıyla ekonomiye saldırarak son 3 yıldır sandığı devirmeye çalışmadılar mı? Onlar özellikle aynı oyunu oynamaya, biz de devlet ve millet olarak ısrarla dimdik durmaya devam ediyoruz. Devam edeceğiz. Biz o günleri unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız.  

Dıştakileri geçtik, içimizdeki ihanet şebekeleri ve kan emiciler bizi bize bırakmıyorlar ki! Eğer bizi bize bıraksalar bugün bambaşka bir yer yerde olacaktık. Unutmayalım!  2013’ lü yıllar  tüm göstergelerde baharı yaşadığımız dönemdi. Kişi başına düşen milli gelir neredeyse 11 bin dolar seviyelerine yaklaşmıştı.  Faiz yüzde 5 ile tarihin en düşük seviyesini,  borsa ise tarihin en yüksek seviyelerini görmüştü.

Ülkede ilklere imza atılıyor, artık darbeden söz edilmiyordu. Tam da ‘ekonomimizde Cumhuriyet tarihinin rekorları kırılıyor’  dediğimiz bir anda yine o kirli eller devreye girdi.

Türkiye bu türden oyunlara alışık ama, tabii insan yine de düşünmeden edemiyor.

Şu kirli elin (ellerin) ülke ekonomisine verdiği zarara bakar mısınız! Resmi kurumlardan yapılan açıklamalara göre bu ülkeye Gezi olaylarının faturası 150 milyar dolar, 17-25 Aralık Yargıya Darbe girişiminin faturası 115 milyar dolar, 15 Temmuz'un faturası 300 milyar TL, yıllardır süre gelen PKK terörünün maliyeti yaklaşık 500 milyar dolar. Tüm bu olaylar yaşanmasa şimdilerde kişi başına düşen milli gelir 15 bin doları aşmış ve refah seviyemiz yükselmiş olacaktı.

Bu olanların hepsi bire bir gözlerimizin önünde olmadı mı? Bu ülke, hayatında toprağa bir fidan dikmeyenlerin attığı sahte çığlıklar, içi sahte parayla dolu  sözde kutucuklar, yıllardır devam eden dış kaynaklı ve içten kumandalı terör olayları ve nihayet 15 Temmuz hain darbe girişimi sonucu bu hale gelmedi mi? Üstüne üslük son bir yıldır ardı arası gelmeyen kur oyunu ve şimdilerde de S400 paniği! Akabinde başımıza üşüşen leş kargaları! 

Tarihte bu acımasız olayları da  yaşamak düştü bizim payımıza. Peki dönüp bir bakalım kendimize ve bu olaylardan ne ders çıkardığımıza! Dahası bizi ayakta tutan değerlerin ne olduğuna!  Ne yaparsak yapalım, ne olursak olalım; hayatta demokrasiyi, hakkı, hukuku, adaleti, eğitimi, huzuru, refahı ararken de "biz" olduğumuzu unutmayalım.

Başkaları  bizi anlamak istemese de biz, bizi biliriz. Biz yıllardır "can verip ülkesini vermeyenlerin" kanını taşıyoruz. Bu vesileyle 15 Temmuz'da kaybettiğimiz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bizde bu azim ve kararlılık olduğu sürece, kimse bizi itilmiş-katılmış olarak göremeyecek ve Türkiye ekonomisi ilk onda yerini  alacaktır.  Tarih boyunca  vatanı, devleti, milleti, ezanı, bayrağı ve bölünmez bütünlüğü ile bu ülkenin sevdasıyla canını ortaya koyanlara  selam olsun.