Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Mehmet Ali AYDIN


ŞİŞKİN EGOLARIMIZI İNDİRELİM!

ŞİŞKİN EGOLARIMIZI İNDİRELİM!



Müslümanlar olarak bizler, kötülüğe dahi iyilikle mukabelede bulanan bir peygamberin ümmetiyiz. Kendisine eza ve cefa edenlere dahi beddua etmek yerine, ıslah olmaları, hidayetle şereflenmeleri ve kurtuluşa ermeleri için dua etmiştir.
Cenab-ı Hak Fussilet Suresi 34. Ayette bizlere şöyle buyurmaktadır:
“ İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel şekilde önle. O zaman (göreceksin ki), seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost oluvermiştir.”
Hz. Peygamber (s.a.v) de bir Hadislerinde:
“Hiç biriniz; ‘Ben insanlarla beraberim, eğer insanlar iyilik yaparlarsa ben de iyilik yaparım, kötü davranırlarsa ben de kötü davranırım.’ Diyerek (başkalarını taklit eden) şahsiyetsiz kimselerden olmasın! Aksine; insanlar iyilik yaparlarsa iyilik yapmak, kötü davranırlarsa haksızlık etmemek (zulme sapmamak) için nefsinizi terbiye edin.”
Aramızda, çoğu zaman hiçbir neden yokken tartışırız ve bu tartışmalarda da illa haklı çıkmak için karşımızdakilerin incinip, incinmediğine bakmayız bile. Bu tartışmalar çoğu zaman çekişmeye ve kavgaya da dönüşebilir.
En basitinden tutuğumuz takımlar farklı olunca aramızda ne gibi tartışmalar yaşandığını, çok sevdiğimiz insanların kalbini basit bir mesele için nasıl kırdığımızı düşünelim.
Aramızdaki bu tartışmaların körükleyicisinin de nefsimiz ve ona hükmeden şeytanların olduğunu da aklımızdan çıkarmayalım. Atasözümüz bile bizi bu tartışmalara körüklüyor. “Çivi, çiviyi söker” ne demek.
Bütün tartışmaların bir tarafında mutlaka şeytan var. Bu hususta şu kıssa bize ibret vermelidir.
Bir gün Peygamberimiz (s.a.v) ashabının arasında otururken, bir kişi gelip Hazret-i Ebubekir’e hakaret etti. Ebu Bekir (r.a) cevap vermeyip sükût etti. O kimse ikinci defa aynı şekilde hakaret etti. Ebu Bekir (r.a) yine sükût etti. Adam üçüncü defa hakaret edince, Ebu Bekir dayamayıp ona hak ettiği cevabı verdi. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v) hemen oradan kalkıp yürümeye başladı.
Ebu Bekir (r.a) ardından yetişerek:
“-Ya Rasulallah, yoksa bana darıldınız mı?” deyince Rasulallah (s.a.v) Efendimiz:
“-Hayır, darılmadım. Semadan bir melek inmiş, o kimsenin sana söylediklerini yalanlıyor, senin adına ona cevap veriyordu. Sen karşılık verip intikamını alınca, melek gitti, onun yerine şeytan geldi. Bir yere şeytan gelince ben orada duramam!” buyurdular. ( Ebu Davut, Edeb, 41/4896)
Bilmiyorum Hadis-i Şerif bizlere bir şey anlatıyor mu?
Yaşadığımız günlük hayatı şöyle salim kafa ile film şeridi gibi geri sarıp, sonra yeniden gözden geçirdiğimizde bir günde ne kadar şeytanla muhatap olmuşuz görebiliyor muyuz? Hep tartışma, kızgınlık, kırgınlık, küskünlük ve birilerini alt ederek egomuzu tatmin peşindeyiz.
Unutmayalım ki ”keskin sirke küpüne zarar verir”. İşin zor yanı affedebilmenin erdemine varabilmek ve bize kötülük yapanları da affedebilmektir.