Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Mehmet Ali AYDIN


MİRAC KANDİLİ

MİRAC KANDİLİ


 

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

1. Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.(1)

(1) İsrâ ve Mî'rac, Peygamberimizin mucizelerindendir. Hicretten bir buçuk yıl kadar önce vuku bulmuştur. Hz. Peygamber, bir gece Kâbe'nin çevresinde uyku ile uyanıklık arası bir durumda iken Cebrail gelmiş, onu Burak adlı, -bizce mahiyeti bilinmeyen- bir binite bindirerek, önce Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürmüş, oradan da göklere yükseltmiş "Sidretü'l-Müntehâ" denilen en üst makama ulaştırmıştır. Hz. Peygamber, bu makamı da geçerek Cenab-ı Hakk'ın huzuruna erişmiştir. Mucizeler, tabiat kanunlarının dışında cereyan eden harikulâde olaylardır. Bu sebeple, onları aklî ölçüler içinde değerlendirmek doğru olmaz.

Kimileri kabul etmese de bile İslam aleminin büyük çoğunluğu tarafından kabul dilen kandil gecelerinden biri de dün gece eda ettiğimiz Miraç kandilidir. Yukarıda mealini paylaştığım ayeti kerimeden de anlaşılacağı gibi bu olay Hz. Peygamber (SAV) efendimizin mucizelerinden biridir. 

Sadece kandil geceleri ibadet ve teatle geçirip diğer geceleri boş geçirenler bir kısmı sadece bunlarla cennete gideceğini sanıyorlarsa sadece kendileri kandırıyorlar. Gerçek Müslümanın her gecesi kandil olmalı her günü de Cuma olmalıdır. Yoksa dini oradan kırpıp buradan kırpıp yaşamak merhum Nasrettin Hoca'nın leyleği kırpa kırpa "şimdi kuşa benzedin" demesinden farkı kalmaz. Kişi "Müslim" teslim olma kökünden gelmektedir. Müslüman eğer inanarak bu Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla Müslümanım ve din olarak İslam'ı seçtim dediyse Allah'a teslim olmuş demektir ki bu da, "Allah'ım ben senin bütün gönderdiklerine kayıtsız şartsız inanıyorum. Yap dediklerini yapmak, yapma dediklerini de yapmamaya bütün azalarımla söz veriyorum" demiştir. 

İnsanın verdiği sözden cayması kaypaklık alametidir. Yalancı olduğuna delalet eder. Hata ve yanlışlarımız olabilir o zaman da Yüce Allah tövbe kapısını açık bırakmıştır. Tövbe kapısını da devamlı aynı hataları yaparak tövbe edersek laçkalaştırmış oluruz. Bir yanlış ve hatadan dolayı tövbe etmişsek onu tekrarlamamak için söz vermişiz demektir ki sözümüze sadık olmalıyız. 

Unutmayalım ki biz aciz kulların kendi amelleri ile cennete gireceğini sanmasın ve güvenmesi son derece yanlış bir inanç ve anlayıştır. Peygamberler dışında kimsenin nereye gideceği belli değildir. Yalnız Yüce Allah'ın affı, bağışlayıcılığı ve merhametine inanıyor ve güveniyoruz ki ancak O isterse biz cennete gidebiliriz.

Müslümanın hayatı korku ve ümit (havf ve reca) üzerine olmalıdır. Cehennemden korkmalı ama cennetten de ümidi kesmemelidir. Allah'ın affına güvenerek günah işlemeye devam etmek ve bunda ısrar etmek de Müslümanca bir tavır değildir.

Bu gün ayrıca yaşadığımız deprem felaketinin yıl dönümüdür. Bu nedenle hayatını kaybeden insanlarımıza Rabbim merhameti ile muamele eylesin, mekanları cennet olsun. Yaralılarımıza da acil şifalar nasip eylesin. Yıkılan ve harabeye dönen yerleri imar edip onarmaya çalışan devletimize ve milletimize Rabbim kolaylıklar versin. İçimizdeki ayrılıkçı, bölücü, vatan haini ve teröristlere fırsat vermesin. onların içerde ve dışarda destekleyicisi olanları da kahreylesin.

Bu duygu ve düşüncelerde gerçekten inanarak ve Yüce Allah'a verdiği sözde durarak eksikleri ve yanlışları ile samimi olarak dinini yaşamaya çalışan din kardeşlerimin Kandili mübarek olsun.