Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Muzaffer GÜNAY


MEHMET AKİF ERSOY

MEHMET AKİF ERSOY


                                                              

      

                20 Aralık 1873’te İstanbul’da  doğdu. 27 Aralık  1936’da yine İstanbul’da vefat etti.

                Çok yönlü bir şahsiyetti.

                Şair-yazar, gazeteci, veteriner  hekim, öğretmendi. Bir dönem  Milletvekili oldu.

                Arapça, Farsça ve Fransızca dillerini mükemmel olarak bilirdi.

                Milli Marşımız İstiklal Marşı’nın yazarı olduğunu bilmeyenimiz yoktur. En ünlü eseri olan Safahat en çok okunan eser olarak ünlenmiştir.

                Çanakkale Destanı ve Bülbül şiirleri en meşhur şiirlerindendir.

                Kur’an-ı Kerim’i tefsir edecek kadar  büyük bir din alimi idi.

                İslam ahlakının örneği idi. Yemez, yedirir, giymez giydirirdi. Nitekim soğuk bir günde sırtındaki paltosunu  muhtaç birine vermiş, bir daha palto alamamıştı. Ama, bunu kendine hiç dert edinmemişti. Sözünün eri idi.  Verdiği sözü ne pahasına olursa olsun yerine getirirdi.

                Gerçek manada  Kur’an  Müslümanı idi.  Şu beyti bu manada çok önemlidir.

                Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı

                Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı.

                Hurafelere karşı amansız bir mücadele vermesiyle tanınmıştır. Asırlar içinde  Kur’an’dan uzaklaşan Müslümanlar’ın perişan halini şiirlerinde  çarpıcı bir üslupla dile getirmiştir.

                Ya açıp bakarız  nazm-ı Celil’in yaprağına

                Ya okur geçeriz bir ölünün toprağına

                İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkı ile bilin

                Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.

                Allah de her işi becer, oh ne âlâ ne şeker.

                Müslümanlar’ın geri kalmalarının sebepleri üzerine daha pek çok şiir ve yazı kaleme alarak halkı uyandırmaya büyük gayret göstermiştir.

                Kadere inanır fakat kadercilik anlayışını kökten reddederdi.  Miskinlikten nefret ederdi.

                Milli Mücadele’nin en ateşli savunucularından olmuştur. Burdur ve Kastamonu camilerinde halkı  Milli Mücadele için teşvik eden  hitabelerde bulunmuştur. İstiklal Marşı  için teklif edilen parayı almamıştır. Şu sözü meşhurdur: “Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazılmasını nasip etmesin!”

                Cenazesinde devlet erkanı  bulunmamıştır. Mekanı Cennet olsun.