KRİZ TELLALLARINA

Bu virüs salgını da gösterdi ki, her zaman, zemin ve dönemde olduğu gibi, toplumu paniğe sevk etmek, devlete ve hükumete olan güven ve itimadı sarsmak isteyen virüsten daha tehlikeli iki ayaklı virüslerin tahribatının daha zararlı olduğu.
Ne yazık ki insan kılığında iki ayak üzerinde yürüyen ama başkalarının acısı ve üzüntüsünden zevk alan varlıklar yine sahnedeki yerlerini aldılar.
Kendi gibi düşünmeyen ve inanmayan herkesin ölmesinden bile mutluluk duyabilecek kadar narsistlerin olduğu bir dünya ve ülkede yaşamak insana utanç veriyor.
Bu aşağılıkların bir kısmınında Müslüman kimliği ve kılığı taşımaları işin bir başka vahameti.
Halbuki İslam ve Müslümanlık böyle bir din değil. Yardımlaşmayı, dayanışmayı ve tedbiri ön planda tutan bir din. Ama inananlarda bir sorun var gibi. Neye, neden ve niçin inandığının farkında değiller.
Yüce Allah (C.C) Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor:
"Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et! Ve onlarla en güzel şekilde mücadele et şüphesiz Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve hidayete kavuşanları da en iyi bilen O'dur." (Nahl,125 ayet)
Yine Hz. Ali (r.a) Efendimiz:
"İnsanlara canavarın sürüye bakması gibi bakma! Onlara karşı kalbinde sevgi, merhamet ve iyilik duyguları besle! Çünkü istisnasız bütün insanlar ya dinde kardeşin ya da yaratılışta eşindir.
İnsanlar hata edebilir, başlarına iş gelebilir. Düşenin elinden tut, kendin için Allah'ın affını istiyorsan, sen de insanları affet, onları hoş gör ve bağışla! Allah'a karşı küfran-ı nimette (nimetlerine karşı şükürsüz olma)bulunma! Affından dolayı asla pişmanlık duyma! Verdiğin cezadan dolayı da sevinme!"
Kusura bakmayın evde zoraki ikamet olunca insanın yapacak başka işi kalmıyor, klavye kahramanlığına soyunuyor.
Allah (c.c) bizleri ve bütün insanlığı böyle bela, musibet ve afetlerden muhafaza eylesin. Bunlardan nemalanan kriz tüccarlarını da kahreylesin.