Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Murat HEKİM


İYİMSER OLMAK


Malum; hayatın akışı içindeki birtakım gelişmeler, düşüp kalkmalar, gidip gelmeler insanı şekillendiriyor ve o şekillendirme, insan yaşamının merkezine oturuveriyor.

Hal böyle olunca, insan ömrü kifayet ettiği sürece insan karakteri belli bir kavramla temsil edilir. Kimisi iyimser, kimisi kötümser, kimisi vurdumduymaz, kimisi de karamsar vs.

Tüm insanların olumlu bir bakışa ve iyimser yaklaşımlara sahip olması, arzu edilen bir gerçektir. Yani özde iyimser olmak, hem insanın ruh sağlığı, hem de bir arada yaşama kültürü bakımından olmazsa olmazlardandır.

Bu anlamda hayatın akışı bize şu hakikati gösteriyor. İnsan, özündeki iyimserliği koruyarak, iyimserlik karşıtı her olgu ışığında düşünebilme yatkınlığına sahip olmalıdır. Günümüzün karmaşık ve belirsizliklerle dolu dünyasında bu anlayışa büyük oranda ihtiyaç vardır.

İnsanın iş yaşamındaki başarısı; iyimser ve iyimserlik karşıtı tüm özellikler üzerinden de düşünebilme yetisine sahip olan insanlarla mümkün. Evet!  İyimser olmak ve kötümser düşünebilmek, yani tüm ihtimalleri hesaba katmak!

Sürekli değişkenlik gösteren ve bu değişkenlikleri herhangi bir somut  kriter üzerinden açıklamanın  mümkün olmadığı bir dünya düzeni ile karşı karşıyayız.

Devletler  arasındaki iktidar mücadeleleri, etnik çatışmalar, ırkçı saldırılar, terör eylemleri, siyasi krizler, iklim değişiklikleri, diğer taraftan günlük değişkenler, sürprizler vs.

Tüm bunlar, stabil dengeleri bozan ve milletlerin uzun vadeli öngörülerini engelleyen illegal unsurlar.

Dünyadaki tüm bu olumsuzluklara rağmen, bu kısır döngünün  karşısında, sistemin işleyişini kesintiye uğratmamak ve  hedeflere doğru yürüyebilmek mücadelesi.

Eski zamanlarda, sadece farklı düşünen insanların bir araya gelmesi yeterde artardı. Ama bugünün dünyasında ise; hem farklı düşünen insanların bir arada olması, hem de her bir zihnin farklı düşünebilme yetisine sahip olabilmesi gerekiyor.

O nedenledir ki,  iyimserliği hiç bir zaman göz ardı etmeden, mevcut durumlar karşısında pes etmemek şartıyla; bazen kötümser, bazen karamsar, bazen negatif bakışlar geliştirebilmek, öngörülemez olaylara karşı  aktif olabilmeyi mümkün kılabilir.

Burada kritik eşik, terk etmek koşuluyladır.Yani kötümser düşünceden kolayca sıyrılabilmek!  Terk edilmeyen her olumsuz düşünce, bir zaman sonra farkında olmadan yaşam biçimine dönüşebilir. Ve daha da kötüsü bulaşıcı bir illet  haline  gelebilir.

Özetle ifade  etmek gerekirse, kötümser düşünebilme melekesi olan iyi niyetli iyimser insanlar, iyimserliğin değerini daha iyi bileceklerdir.