Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Mehmet Ali AYDIN


İKİ ER KİŞİ İLE BİR HATUN KİŞİ

İKİ ER KİŞİ İLE BİR HATUN KİŞİ


 

Hacı Bayram Veli, Sultan II. Murad'ın saygı duyduğu manevi önderlerdendi. Hükümdarın Hacı Bayram'a saygısı o derece büyüktü ki ona mürit olanlardan vergi almıyordu. Ama gelin görün ki bütün Ankara halkı Hacı Bayram'ın müridi olduğunu iddia ediyordu. Ankara'da kimden vergi istense "Ben Hacı Bayram'ın müridiyim" deyip işin içinden sıyrılıyordu. Bu durum hükümdara yansıtıldı. Hükümdar Hacı Bayram'a bir mektup gönderip, "Gerçek müritlerinizin sayısını bana bildiriniz, sizin bildirdiğiniz herkes vergiden muaf tutulmak üzere kabulümdür” dedi. 

Hacı Bayram devletine saygılı bir maneviyat büyüğü olarak kendisine bağlılığın kötüye kullanılmasından zaten şikâyetçi idi. Mektubu fırsat bilerek müritlik iddiasındaki herkese haber saldı: "Falan gün falan yerde toplanınız" diye. 

O gün hemen bütün Ankara halkı şeyhlerinin davetine uyarak bildirilen yere akın ettiler. Hacı Bayram Veli bir tepeciğe kurdurduğu siyah kıl bir çadırdan çıkarak kalabalığa sordu: "Beni seviyor musunuz?' Kalabalık hep bir ağızdan karşılık verdi: "Elbette seviyoruz." "Bana yürekten bağlı mısınız? İstesem benim için canınızı verir misiniz?" Kalabalık cevap verdi: "Canımız senin yoluna feda olsun..." Hacı Bayram bunun üzerine "Bugün bana inananları şu çadırın içinde bir bir kurban edip canlarını cennete göndereceğim. Şimdi bir kişi çıksın" dedi. Kalabalıktan bir kişi çıktı. Hacı Bayram onu çadıra aldı. Çadırda önceden hazırlattığı koyunlardan birini kestirerek, kanını çadırdan dışarıya akıttırdı. Dışardakiler adamın gerçekten kurban edildiğini sanarak ürperdiler.

Hacı Bayram dışarı çıktı, "Bir kişi daha gelsin “dedi. Bir adam daha çıktı. Onu da çadıra alıp aynı işlemi yaptı. Sonra dışarı çıktı ve bir kişi daha istedi. İşin şakayla gelir yanı yoktu. Giden gidiyordu. Bu defa bir şaşkınlık ve duraksama görüldü. Yine de bir hanım ileri çıktı. Hacı Bayram onu da çadıra aldı. Aynı olay tekrarlandı. Dördüncü defa Hacı Bayram kurbanlık isteyince tek kişi çıkmadı. 

Hacı Bayram artık hükümdara cevap verecek durumdaydı: 

- Sultanım, vergiden affedilmek üzere gerçek müritlerimi sormuştunuz. Benim gerçek müritlerim iki er kişi ile bir hatun kişiden ibaret üç kişidir.

Kıssadan hisse; yaklaşan yerel seçimler öncesi adayların etrafına baktığınızda bir sürü “yandaş” var. Bunların adayın etrafında memlekete ve millete hizmet için dolaşanları tenzih ediyorum tabi ki varsa ama çoğu acaba seçimden sonra bir şeyler olur mu hesabında olanlardır. Çünkü aynı simalar her seçimde boy gösteriyorlar.

Bazıları var ki, insana pes dedirtiyorlar. Önce kazanma ihtimali yüksek bir adayın etrafında yer alıp ona yağdanlık oluyor, bir bakıyorsunuz daha güçlü olduğuna inandığı bir başka aday ortaya çıkınca, bu defa onun etrafında takla atıyor. Bu takladan da başka anlam çıkarmayın, sonra başka şeyler söylerim.

Bu arada aday adayı olup da partisi tarafından aday yapılmayıp saf değiştirenlere bir şey demeye bile gerek yok. İster iktidar partisinden olsun, isterse muhalefet partisinden olsun, kendi istekleri olmayınca saf değiştirenlere siz ne derseniz deyin. Ben bir şey demek istemiyorum.

Adayların etrafında şu an “el pençe divan duranların” seçimlerin sonuçları açıklanınca alacağı tavırları şimdiden merak ediyorum. Kaybedince “gemiyi ilk önce kimler terk edecek.” Kazanıldıktan sonra da umduğunu bulamayanlar neler yapacak bekliyorum.

Onları bir yere not ediyor, sonra da durumlarına bakacağız.

Bu arada “ demokrasi tarihimizin kara lekesi” olan 28 Şubat’ın yıl dönümü Perşembe günüydü. Sahi 28 Şubatı yapan ve yapması için perde arkasından destekleyenleri hatırlayan var mı? 

Ama 28 Şubat hainliğine muhatap olanları hepimiz hatırlıyoruz. Erbakan Hocamızı rahmetle yad ediyorum. Mekanı cennet olsun. Yattığı yerden mirasına konanların düştükleri hali görüyordur inşallah...