Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Mehmet Ali AYDIN


HER ŞEYİ BİLMEK İYİ Mİ?

HER ŞEYİ BİLMEK İYİ Mİ?



Adamın biri Hz. Musa’ya (a.s):
-Ya Musa, ben bütün hayvanların dilinden anlamak istiyorum. Tur-u Sina’ya gittiğin zaman Allah’tan iste de benim duamı kabul etsin, diyordu.
Musa Peygamber:
-Her şeyi bilmek iyi olmaz. Senin hayvanların dilinden anlamaman daha iyidir. Bu sevdadan vazgeç, dediyse de adam illa öğrenmek istiyordu.
Bir gün Hz. Musa (a.s) Tur’a çıktığı zaman Cenab-ı Allah Musa’ya:
-Ya Musa! O kulumun duasını kabul ettim, bundan sonra bütün hayvanların dilinden anlayacak. Yalnız her şeye ehemmiyet vermesin, sonra onun için iyi olmaz, buyurdu.
Hz. Musa (a.s) Tur-u Sina’dan geldikten sonra durumu bildirip her şeyle fazla ilgilenmemesini söyledi. Kendisine bu konuda yetki verilen adam, akşam ahıra hayvanlarını yemlemeye gitmişti. Orada eşekle öküzün konuşmalarına şahit oldu.
Onlar aralarında şöyle konuşuyorlardı:
Öküz:
-Yahu eşek kardeş, senin işin ne iyi, bana yazın rahat yok, kışın rahat yok. Sabah olacak çifte koşacaklar; ama sense akşama kadar rahat gezeceksin, diyordu.
Eşeğin öküze nasihati şöyle oldu:
-Bunlar hep senin ahmaklığından… Sen sabah olunca hasta numarası yaparsın, akşamdan sahibimizin döktüğü yemi bile yemezsin. O da sabahleyin seni bu haliyle görünce çifte koşmaktan vazgeçer ve birkaç gün olsun istirahat etmiş olursun, dedi.
Bu sözler öküzün hoşuna gitmişti. Hakikaten yem yemedi ve öyle aç karnına sabaha kadar yattı. Eşek ise öküzün yemlerini bile kendisi yemişti. Tabi bunların bu konuşmalarını sahibi duymuş ve gülerek ahırdan çıkmıştı.
Sabah oldu, adam ahıra girdi ki, öküz aç. Kalkması için birkaç tekme vurdu ise de öküz hastalanmıştı.
Adam:
Bu sefer de onun yerine eşeği koşalım diyerek aldı tarlaya götürdü. Akşama kadar eşekle çift sürdü. Eşeğin emdiği süt burnundan gelmişti. Akşam eve geldiği zaman öküz rahat rahat geviş getiriyor kendi kendine “hakikaten iyi numara oldu” diyordu. Eşek bu işin çekilemeyecek gibi olduğunu görünce öküze başka yoldan akıl verip kurtulmak istedi.
-Öküz kardeş, sen böyle yatarsan sahibimiz seni satacak. Bu gün tarlada beni gören köylüler sordular. O da “Zaten tembel bir öküzdü, şimdi de hasta oldu. Yarın kasaba vereceğim” dedi. Eğer yarın da böyle yaparsan kendini bıçağın altında bil, diyerek sabahleyin çifte gitmekten kurtuldu.
Adam bunların bu konuşmalarını dinledikçe kendi kendine gülüyor ve “Gördün mü ne kadar iyi bir şeymiş hayvanların dilinden anlamak” diyordu. Ertesi sabah horozla köpeğin konuşmalarına şahit oldu.
Horoz:
-Yarın efendinin, öküzü ölecek, sana müjde var. İyi bir ziyafet olacak senin için, diyordu.
Adam bunu duyar duymaz hemen pazara götürüp öküzü sattı ve zarardan kurtuldu. İkinci gün oldu, köpek horoza:
-Niye yalan söyledin? Hani ziyafet? Adam öküzü sattı kurtuldu, dediğinde, bu sefer horoz:
-Hiç merak etme! Öküzü sattı; ama yarın kölesi ölçek ve onun hayrına mutlaka bir yemek yedirirler. Sen de artıklarından istifade etsen yeter, dedi.
Adam bunu da duymuştu. Hemen pazara çıkarıp kölesini de sattı. Köpek gene ziyafete erişememişti. Horoza:
Beni ne kandırıp duruyorsun? Diye çıkıştı.
Horoz:
-Ben yalan söylemem… Ziyafet var dediysem, vardır. Efendimiz öküz ve köleyi satarak zarardan kurtuldu; ama yarın kendisi ölecek, işte o zaman ziyafetin büyüğü olacak, dedi.
Adam horozdan bunu duyunca etekleri tutuştu. Ne yapacağını şaşırdı ve doğruca Hazreti Musa’nın huzuruna çıkıp durumu anlattı.
-Hakikaten ben yarın ölecek miyim? Bunun bir çaresi yok mu? Diye yalvarmaya başladı.
Musa Aleyhisselam:
-Ben sana demedim mi? Her şeye ehemmiyet vermeyeceksin diye… Eğer sen öküzü satmasaydın, o ölecek ve bela atlatılmış olacaktı. Ama sen onları satmakla başkalarının zarar etmesini istedin. Kendi menfaatini düşünüp başkalarını kendisi gibi hesap etmeyenin hali budur, dedi.
Hani derler ya “her köftenin maydanozu olma” diye. Demek ki; insan üstüne vazife olamayan işlere burnunu sokmayacak. Yoksa başı beladan kurtulmuyor vesselam. Bazı şeyleri duymamak çoğu zaman duymaktan hayırlıdır. Kıssalar anlatılır ki hisse alınsın diye.
“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul-zurna az” diyen ne güzel demiş.