Bugün, 17 Nisan 2024 Çarşamba

Muzaffer GÜNAY


HAZAN ZAMANI

HAZAN ZAMANI


Hikayeciliğimizin ünlü ismi Mustafa Kutlu’dan bir alıntı:

“ Güz geldi geçiyor. Severim sonbaharı. Biz de düşen bir yaprak gibi vakti gelince düşeceğiz kara toprağa. Güz bizi öte dünyaya yaklaştırır. ‘ Her şey fâni’ deriz. Dünyaya attığımız düğümler gevşer.” ( Yeni Şafak Gaz. 09 Kasım Çarşamba, 2011)

Hazan zamandır sonbahar. Yani hüzün vakti. “Gelip geçici”liğin simgesidir sonbahar. Duyguların iyice inceldiği, hayatımızın hüzün dolu hatırlarının depreştiği sonbahar  mevsimi , ömür ağcının bir gün devrileceğinin  bir sembolü, bir işaretidir sanki.

Çocukluk ve gençlik çağlarını gerilerde bırakanlar için daha bir derinliklidir hazan zamanları. İster istemez hatıralar sökün eder, hafıza kayıtları birer birer canlanır.

Kan kızılı, altın sarısı, bakır rengi ile donanır tabiat. Yeşilin egemenliğinin sona erdiğini en çarpıcı dille anlatır ağaçlar. Hafif hafif sararmaya duran yapraklar, birkaç hafta içinde kan kızılından , güneş rengi ne kadar çeşit çeşit renklerin rüzgâr eşliğinde dansına sahne olur. Güz esintileri , hüzünlenen gönüllerin iniltileri halinde yankılanır.

Hasan Ali Yücel, hazin bir dille şöyle der bir şiirinde:

Soyunan ağaçların/Dökülen yaprakları

Bir sarı yorgan gibi/Örtüyor toprakları.

Çeşit çeşit renkleri/ Soluyor çiçeklerin.

Kapanıyor gözleri/ Yaramaz böceklerin.

Hisleri galeyana getiren hazan mevsimi  ancak doğaya açılarak yaşanabilir. Benim gibi çocukluk çağını köy ortamlarında geçirenler ancak hüzün vaktini iliklerine kadar hisseder, yaşar. Bazı ağaç türleri, güz zamanının gelmekte olduğunu,toprakla buluşan yaprakları ile haber verirler. Dut ve diken ağacı ilkidir bunların.Dallarına veda ederek savrulur bir o yana , bir bu yana sararan yapraklar, ıslık ıslık esen sonbahar esintileri eşliğinde.

SONBAHAR

Sararıyor birlikte/ Dallarında yapraklar

Döküyor yaprağını/ Çıplaklaşıyor dallar.

Soğumaya başladı/ Değişti şimdi hava Sarı,

kahve turuncu/Renkler hakim doğaya.

Rüzgâr ıslık çalıyor/ Arkasında yağmur var,

Sarardı tüm tabiat/ Mevsim şimdi sonbahar.                

 (Atilla ÇAKIROĞLU)     

Her mevsimin kendine göre huyu vardır. Kış, mesela çok serttir. Her yan beyazlara bürünse de Kararkış’tır yine.

Ardından gelen bahar, doğanın  tüm unsurları ile birlikte dirilişinin müjdesidir. Kış uykusuna yatan nice canlılar güneşle buluşmanın derin neşesini yaşarlar.

Yaz mı? O zaten başlı başına bir şölendir.

Öte yandan insan da tıpkı mevsimler gibidir: Bahar çocukluğun, yaz gençliğin, sonbahar , olgunluğun ,kış ise ihtiyarlığın simgesidir.

Mevsimlerin farkına varmadan yaşamak, hissiz yaşamaktan fraksızdır. Tabiatın kucağına atılmadıktan sonra, ne kıymeti  olabilir ki soluk alıp vermenin.