Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Seçkin DOĞAN


EN ETKİLİ SİLAH!


Söz söylemenin ve konuşmanın da bir adabı vardır. Güzel ve düzgün söz söyleme bir sanat olduğu kadar, aynı zaman da Allah vergisidir. Güzel ve anlamlı  konuşmak bilgi, deneyim, kültür, kendine güven gerektirir. Lakin ani ve hazırlıksız konuşmayı başarmak da çok daha zordur.

Allah biz kullarını yaratırken, dilimiz vasıtası ile konuşma yeteneği  de vermiştir. Ancak o dili kullanmaktaki tüm sorumluluk bize aittir. Dil, kullanmasını bilen için çok etkili bir silah, mükemmel bir anahtardır. Dil; iyide ve hayırda kullanılırsa gönül alır, sorun çözer, insanlara barış ve huzuru getirir.

Yerinde ve zamanında devreye giren bir dil darmadağın olmuş bir yuvayı tekrar düzene sokar, insanları birleştirir, felaketleri, olumsuzlukları ve savaşları önler. Dil iyi kullanılmadığında da maalesef yukarıda zikretmeye çalıştığım her iyi sonucun tam aksine yani kötüsüne neden olabilir. Bu nedenledir ki, "Dilim beni dilim dilim etti" ya da "Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" deyişlerinin önemi bir kez daha kanıtlanmış olur.

Biz insanlara yaradılışında, başka hiç bir canlıda bulunmayan akıl, aklı kullanma, muhakeme, akıl yürütme, öğrenme ve düşünme yetenekleri de verilmiştir. Dolayısıyla insan; aklını kullanan, fikri ve zikriyle hareket eden, düşünen, öğrenen ve diğer insanlarla dili kullanarak iletişim kuran olağanüstü bir canlı varlıktır.

Bu anlamda aslolan, aklı iyide ve doğruda kullanmak, iyi ve doğru olanı düşünmek ve bunları başkaları ile paylaşmaktır. Konuşarak başkalarına mesaj veriyor ve mesaj alıyoruz, anlamlı ilişkiler kurmaya çalışıyoruz .Ancak, bu işlem gerçekleştirilirken dikkat edilmesi gereken husus edep ve adaba uygun hareket etmektir.

Topluma karşı yapılan konuşmalarda olduğu gibi ikili konuşmalarda da bir takım hususlara dikkat etmek gerekir. Öncelikle karşımızdaki kişinin seviyesine göre konuşmalı, anlayışı kadar söz söylemeliyiz. Anlattığımız konuya karşımızdaki ilgi duyuyorsa dikkatle anlatmalı ve bu anlamda Mevlana  Hazretlerinin "Anlayana anlatmazsan zulmedersin, anlamayana anlatmazsan yine zulmedersin,"deyişi unutulmamalıdır.

Dinlemeye, konuşmak kadar özen göstermek gerekir ki, sıra bize geldiğinde karşınızdaki de bizi dinlesin. Karşımızdakini ilgilendiren konularda söz etmeli, konuşurken gereksiz ve yersiz detaylara girmemeli ve sözü gereksiz yere uzatmamalıyız.

Kişi konuşurken kendini övmekten kaçınmalı, karşısındakinin yalansız, doğru bir özelliğini övmelidir. Karşımızdakine  iltifat etmeli, dedikodu yapmaktan kaçınılmalı.Özellikle de içten konuşmalı ve kendine güven duyduğunu belli etmelidir.

Karşılıklı konuşmalarda tartışmayı münakaşaya çevirmemeli. Anlatırken, yaşadıklarımızdan ve  deneyimlerimizden  örnekler vermeliyiz. Boş sözlerden ve argodan uzak durmalıyız. Her şeyden önce  de  ses tonu, konu ve anlam uyumuna dikkat etmeli ve  uzun ve sıkıcı konuşmaktan uzak durulmalıdır.

Güzel konuşmak Allah’ın bir lütfu olsa da, edep ve adap ile konuşmak tamamen eğitilip öğrenmeyle alakalıdır. Her isteyen, çalışan, azmeden adaplı konuşmayı öğrenebilir ve uygulayabilir. Unutmayalım ki, veciz sözlerde de ifade edildiği gibi "Kuşlar ayakları, insanlar dilleri ile yakalanırlar.’’