Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Mehmet Ali AYDIN


DERS ALMAK! 1

DERS ALMAK! 1


 

 

"Şafak vaktine", "On geceye", "Her şeyin çiftine ve tekine", "Geçip giden geceye and olsun!", "Bu zikredilenlerde akıl sahipleri için bir yemin değeri var mıdır?", "Rabbinin, Ad toplumunu nasıl helak ettiğini bilmez misin?", "Yüksek binalara sahip İrem halkını", "Ülkelerde benzerleri yapılmamış yüksek binalara sahip", "Vadide kayaları yontup evler yapan Semud kamini", "Saltanat sahibi Firavyn'u", "O ülkelerde haddini aşanları", "Oralarda bozgunculuğu artıranları nasıl yok ettiğini bizmez misin?", "Rabbin onların üzerine azap kırbacını indirmiştir." "Kuşkusuz Rabbin kesinlikle gözetlemektedir"

( Fecr Suresi 1 den 14. Ayete kadar)

Gününüz hayırlı ve bereketli olsun. Allah'ım bizlere rahmeti ile muamele eylesin. Yukarıda bahsi geçen toplumlar ve insanların akıbetine uğramaktan muhafaza eylesin.

İçimizdeki sapıklar yüzünden bizi helak eylemesin. Çeşitli bela ve musibetlerle bizleri imtihan eylemesin. Yaşadığımız felaket ve musibetlerden ders alabilmeyi nasip eylesin.

Bizleri içimizdeki beyinsizler yüzünden cezalandırmasın!

 

"İnsana gelince, Rabbi onu deneyip nimet verince: "Rabbim bana değer verdi!" der."

"Ancak Rabbi onu sınayıp rızkını kısınca" "Rabbim beni aşağıladı!" der."

"Hayır, hayır, öyle değil, doğrusu sizler yetime değer vermiyorsunuz?"

"Yoksulu doyurmaya teşvik etmiyorsunuz?"

"Mirası hak gözetmeden tamamen yiyorsunuz."

"Malı çok seviyorsunuz."

"Hayır, hayır, öyle değil, doğrusu yeryüzü şiddetle sarsılıp dümdüz olduğunda."

"Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiğinde."

"O gün, cehennem getirldiğinde, işte o gün insanın aklı başına gelir, ama, bunun ona ne yararı olur?!." (Fecr Suresi 15-23. Ayetler)

Halimizi ne güzel anlatıyor Yüce Allah (c.c). Yetimin hakkını gözetmez, mirası yer ve kimseye bırakmazsını, malı, mülkü, şanı ve şöhreti çok seversiniz. Kendinizden başka kimseyi tanımazsınız. Fakiri, garibanı gözetmezsiniz. Ama başınıza bir bela ve musibet geldiğinde de ağlar, zırlarsınız.

Dünya neden geldim, kul olarak neler yapmam gerekir, Müslümanım ama ne kadar diye sorgu sual etmezsiniz. O gün gelip sana verilen ömür tükendiği de pişman olurdunuz ama iş işten geçmiş olur.

Kardeşlerinin başına bir felaket geldiğin de birileri fedakarlık eder yarfıma koşar; sen de işi duygusallığa bağlar edebiyatını yaparsın.

Kendimizi sorguya çekmenin zamanı daha gelmedi mi?

Her işi son dakikaya bırakmaktan bıkmadınız mı?

Belli mi olur, o son dakikayı anlayamaz ve kaçırıp pişman olup tövbe etme fırsatın olmazsa ne yapacaksınız?