Bugün, 30 Nisan 2024 Salı

Hüsnü YÜCEL


BEKLENEN SONUÇ 

BEKLENEN SONUÇ 


             

Geriye dönüp baktığımda üniversite yıllarımda siyasete ilk adımım rahmetli Alparslan Türkeş ile, yani MHP ile olmuştu. 

Ülkü ocaklarında ocak kültürü ile yetiştik. İstanbul’da üniversite öğrencisi iken Kadıköy Ülkü Ocaklarında yöneticilik yaptım. Üniversitede çok zor günler yaşadım. En son okula giderken  silahla  taranınca  Almanya’ya gitmek zorunda kaldım. Koymadılar bizi okula. Yılmadım, Almanya’da Hannover Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptım. Üniversiteye Hannover’de devam ederken 1980 ihtilali oldu. Ortalık sakinleşince Türkiye’ye geri dönerek sınavlarına giremediğim derslerimi başarı ile tamamlayarak 1983 yılında Elektrik mühendisi olarak Ordu’ya döndüm. 

Ama hayatımın hiç bir kademesinde yaptığım hiç bir şeyden pişmanlık duymadım. Aynı şartlar geri gelse yine ülkücü mücadelenin içinde yer alırım. Bu mücadelede kan verdim ama asla pişman değilim. Bugünün başka adreslerde fink atan  çakma ülkücüleri gibi dünümü inkar etmiyorum. Dün ne isem bu günde aynıyım. Ülkemi çok seviyorum. 

Konumuza döner isek, 1983’e kadar Ordu’da Ruhsat için elektrik proje mecburiyeti yoktu. Bu uygulamayı ilk ben başlattım. O yıldan beri de mühendis olarak serbest çalışıyorum. Bunu neden anlattım. Çok zorluklar ve mücadelelerden sonra tırnaklarımla kazıyarak bu günlere geldim. Asla pes etmedim ve hayatımın her kademesinde hep dik durmaya çalıştım. Ordu’ya dönünce gerçek hayat mücadelesi başladı. Bu arada ilk okuldan arkadaşlarım Hasan Kılıç, Turhan Çakmak, Burhan Çakmak ile devamlı beraberdik . Bir kaç seçim sonra da Hasan Kılıç’ın ANAP’tan Belediye Başkan adaylığını tescil ettirerek siyasette daha aktif olmak zorunda kaldım. Ama ne mücadele. Daha sonra 1994’te Fikret Türkyılmaz’ın listesinden Belediye Meclis Üyesi oldum ve kısa bir dönemde Başkan Yardımcılığı yaptım. Tam da şimdi yazımın özüne dönüyorum.YILLARCA CHP’Lİ OLAN ORDU BELEDİYESİNİ 1994 YILINDA  ANAP’A KAZANDIRAN NESİLİZ BİZ. Siz ne yaptınız ? Şahsi kavgalar nedeni ile Altınordu Belediyesini çok büyük bir oy oranı ile kaybettiniz. İçiniz rahat mı şimdi? Anavatan Partisi tam bir demokrasi partisi idi. Öyle atama aday hiç olmadı. Her aday ön seçimler ile belirlenirdi. Bırakın Milletvekili ve Belediye Başkan adaylığını il genel meclisi üye adaylığı bile sandıklarda belirlenirdi. Mahallelerde ilçe delegeliği için dahi sandık kurulurdu. İl ve ilçe Başkanlıkları için merkezden atama yapılmaz ve çok adaylı seçimlere gidilirdi. TURGUT ÖZAL tam bir demokrattı.

Adnan Menderes, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu, Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli ben hep bu liderleri sevdim. Tayyip Erdoğan ile siyaseti noktalayacağım. O ülkemizin bekası için son şans. 

Zaman zaman şahsım ile ilgili, madem ülkücüsün  başka partide ne işin var diye dedikodu yapanlara bir defa daha sesleniyorum. Alparslan Türkeş ne kadar ülkücü ise Tayyip Erdoğan da, Turgut Özal da, Devlet Bahçeli de, Muhsin Yazıcıoğlu da o kadar büyük ülkücüdür. ÜLKÜCÜLÜK ÜLKESİNİ CANINDAN ÇOK SEVMEKTİR. Biz de memleket sevgisini en tepeye koyanlardanız. Biz bayrak inmez, ezan susmaz diyenlerdeniz. Sözün üzü ise, AK Parti özüne  dönmelidir. Silkelenmelidir . Bu yüce milletin AK Parti’den beklentileri vardır. En önemlisi ise,  keşke  diyorum AK Parti siyasetin bütün kademelerinde ön seçim seçeneğini artık bir başlatabilse. İşte o zaman seçilmişler kendine çeki düzen verir. Ankara’dan gelen listeler halkın önüne konulduğu sürece, vekiller  seçmenini tanımaz, belediye başkanları halkı unutursa sonuç ortada. 

Yıllar sonra Ordu merkez belediye başkanlığını da kaybedersiniz.