Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Mehmet Ali AYDIN


ADALET VE TEVAZU

ADALET VE TEVAZU


 

Emevi Halifelerinin büyüğü Ömer bin Abdülaziz Hazretleri, devlet başkanlığı sırasında kul hakkı ve sosyal adalet konusunda çok titiz davranırdı. Gece çalışmalarında ayrı işlere tahsis ettiği iki kandili vardı. Bunlardan birini kendi özel işleri ile ilgili notları yazarken kullanır, öbürünü ise devlet ve millet işleriyle ilgili yazışmalarda kullanırdı.
Halife birden fazla gömleği olmayan biri idi.
Yakınlarından birisi Ömer bin Abdül
aziz'e bir elma hediye göndermişti. O da elmayı biraz kokladıktan sonra sahibine geri gönderdi. Elmayı geri götüren görevliye şunu dedi:
Ona de ki, "elma yerini bulmuştur."
Fakat görevli itiraz edecek oldu:
-Ey Müminlerin Emiri! Resulullah Aleyhisselam hediye kabul ederdi. Bu elmayı gönderen de senin yakınlarındandır.
Halife cevap verdi:
-Evet ama Resulullah'a (s.a.v) verilen hediye idi. Bize gelince verilen hediyeler rüşvet olur.

Böyle idarecilerin dönemlerine bakın ortalık güllük-gülistanlık , ama nedense hediyelerin miktarı ve değeri artan idarecilerin zamanına bakın illet ve zillet eksik olmuyor.
Günümüze bir bakalım:
Normal görülmesi gereken herhangi basit bir işimizi bile yaptırabilmek için kıçı kırık bir memura bile, değerinin hiç önemi yok, bir hediye vermeden yaptırmak mümkün mü?
Devletten bir ihale almaya bakın, nasıl alacaksınız, mutlaka araya bir takım hatırlı adamlar koyacaksınız veya ihalenin büyüklüğü oranında hediye (!) vereceksiniz.
Her şeyin gayri meşru bir bedeli var ve o bedel ödenmeyince işinizi halletmeniz mümkün değil. Hak edenin hak etiğini alabilmesi de bir bedel karşılığında oluyor.
Hediyenin partisi-pırtısı falan da yok. Herkes bu bataklığın içine gömülmüş. Namuslu ve ahlaklı insanlar bile haklarını alabilmek için bu yola zorlanıyor ne yazık ki.
Kimi zaman da hediye verdiğini söyleyen dışlanırken, hediye (!) alan baş tacı ediliyor. sonra da yaygarayı koparıyoruz; hiç bir şeyimiz düzgün gitmiyor diye.
Gitmez tabi ki; siz yamuk idare edenler yamuk, çalışanlar yamuk olursa işleriniz nasıl düzgün olsun ki.
Bu arada Allah rızası için çalışan ve görevini namusu ile yapanları tenzih ediyorum. Ama ne yazık ki onlarda bu dişlinin çarkları arasında ezilip gidiyorlar.
Bizler düzelmedikçe bu sistem düzelmez. İnşallah gelen günler geçen günleri aratmaz.